The Indefinite Articles: a/an/the
İngilizce’de “a” ve “an” belirsiz artikellerdir ve isimlerin önüne gelerek nesnelerin ya da kişilerin belirli olmadığını ifade eder. “The” ise belirli bir nesne veya kişiyi tanımlamak için kullanılır. Bu ders, bu üç artikelin nasıl kullanıldığını açıklayacaktır.
1. A ve An
A ve an, belirsiz artikellerdir ve genellikle sayılabilir isimlerden önce gelirler.
Kullanım Kuralları:
-
A: Ünlü harf ile başlamayan kelimelerin önüne gelir.
- Örnek: a dog (bir köpek), a book (bir kitap), a university (bir üniversite)
-
An: Ünlü harf ile başlayan kelimelerin önüne gelir. Burada ünlü harflerden kasıt, A, E, I, O, U harfleridir.
- Örnek: an apple (bir elma), an hour (bir saat), an umbrella (bir şemsiye)
2. The
The belirli bir nesneyi veya kişiyi tanımlamak için kullanılır. Bir nesne ya da kişi daha önce tanıtılmışsa veya konuşanlar arasında biliniyorsa “the” kullanılır.
Kullanım Alanları:
-
Özel İsimler: Tekil ve çoğul isimlerden önce kullanılır.
- Örnek: the sun (güneş), the books on the table (masanın üzerindeki kitaplar)
-
Daha Önce Bahsedilmiş Nesneler: Daha önce sözü edilen bir nesne için “the” kullanılır.
- Örnek: I saw a cat. The cat was very cute. (Bir kedi gördüm. Kedi çok sevimliydi.)
-
Benzersiz Nesneler: Dünya üzerindeki tek nesneler için “the” kullanılır.
- Örnek: the Earth (Dünya), the Moon (Ay)
3. Önemli Püf Noktaları
-
Belirsiz ve Belirli Arasındaki Fark: “A” ve “an” belirsizdir ve nesnenin tanınmadığını ifade ederken, “the” belirli bir nesne veya kişiyi işaret eder.
-
Birçok Ünlü Harfle Başlayan Kelime: “An” kullanılması gereken bazı kelimeler telaffuzlarına göre belirlenir. Örneğin, “honor” kelimesi “h” sessiz harfi ile başlar fakat “an honor” olarak kullanılır çünkü “honor” kelimesi “o” ünlüsüyle başlar.
4. Pratik Yapma
Aşağıdaki cümlelerde uygun artikeli (a, an veya the) kullanarak boşlukları doldurun:
- I want ___ apple from the tree. (bir elma)
- She is ___ engineer. (bir mühendis)
- ___ sun is shining. (güneş)
- He bought ___ new car. (bir yeni araba)
- Where is ___ book I left on the table? (o kitap)